Yayınlanma Tarihi: 22.07.2025 21:09 / Dünya Haberleri Yamina Alcondor Yamina Alcondor

ABD Adalet Bakanlığı, Obama Dönemi Trump-Rusya Soruşturmasıyla İlgili Gabbard Başvurusunu İnceliyor

ABD Adalet Bakanlığı, Obama Dönemi Trump-Rusya Soruşturmasıyla İlgili Gabbard Başvurusunu İnceliyor

Açıklanan belgeler, Obama yönetimindeki yetkililerin Trump-Rusya soruşturmasını başlatmak için istihbarat ürettiğini iddia ediyor; Adalet Bakanlığı konuyu inceliyor.

Gabbard’dan Çarpıcı Belgeler, Adalet Bakanlığı’na Suç Duyurusu

Ulusal İstihbarat Direktörü Tulsi Gabbard, Obama dönemi yetkililerinin Trump-Rusya ilişkisi anlatısını desteklemek amacıyla istihbarat ürettiğine dair “ezici kanıtlar” sunduğunu öne sürdüğü gizliliği kaldırılmış çok sayıda belge yayımladı. Bu ifşaatlar, Başkan Donald Trump’ın 2016’daki kampanyası ile Rusya arasında olası bağlantılara ilişkin yıllar süren soruşturmanın kökenleri hakkındaki tartışmaları yeniden alevlendirdi; söz konusu soruşturma Amerikan siyasetini yaklaşık on yıl boyunca etkiledi.

Gabbard, Cuma günü yaptığı açıklamada, eski Başkan Barack Obama ve üst düzey ulusal güvenlik danışmanlarının yeni Trump yönetimini zayıflatmak amacıyla istihbaratı siyasallaştırdığına dair delilleri gerekçe göstererek Adalet Bakanlığı’na (DOJ) suç duyurusunda bulunduğunu duyurdu. Belgelerde, Obama, Ulusal Güvenlik Konseyi üyeleri, eski Ulusal İstihbarat Direktörü James Clapper, eski CIA Direktörü John Brennan, eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Susan Rice, eski Dışişleri Bakanı John Kerry, eski Adalet Bakanı Loretta Lynch ve eski FBI Başkan Yardımcısı Andrew McCabe gibi üst düzey isimler yer alıyor.

Gabbard, basın mensuplarına “Bugün yayımladığımız bilgiler, hükümetimizin en üst düzeylerinde 2016 yılında vatan hainliği düzeyinde bir komplo kurulduğunu açıkça gösteriyor,” dedi. “Amaçları, Amerikan halkının iradesini baltalamak ve başkana verilen yetkiyi engellemek için yıllarca süren bir darbe başlatmaktı.”

Suçlamaların partiler üstü olduğunu vurgulayan Gabbard, “görevin kötüye kullanılması ve anayasamızın açıkça hiçe sayılması”nın Amerikan demokrasisinin bütünlüğünü tehdit ettiğine dikkat çekti. DOJ’a, eski görevleri ne olursa olsun tüm ilgili kişiler hakkında tam kapsamlı bir soruşturma ve kovuşturma başlatma çağrısında bulundu. “Ne kadar güçlü olursa olsun, bu komploya karışan herkesin kanun önünde en ağır şekilde hesap vermesi gerekir ki, bir daha böyle bir şey yaşanmasın,” diye ekledi.

Adalet Bakanlığı ve Senato Soruşturma Başlatırken Önemli İsimler Sessiz

Adalet Bakanlığı, Gabbard’ın başvurusunun alındığını doğruladı ancak sonraki adımlar hakkında yorum yapmadı. Bu arada, eski CIA Direktörü John Brennan ve eski FBI Direktörü James Comey gibi Obama dönemi üst düzey isimler, yorum taleplerine yanıt vermedi.

FBI Direktörü Kash Patel, Adalet Bakanlığı kaynaklarına göre, Brennan ve Comey hakkında Trump-Rusya soruşturmasıyla bağlantılı olası usulsüzlükler ve Kongre’ye yalan beyanda bulunma iddialarıyla ilgili ceza soruşturması başlattı. Suç duyurusu, CIA Direktörü John Ratcliffe’in de geçtiğimiz hafta Brennan’a karşı adli süreç başlatma çağrısı yapmasının hemen ardından geldi.

Gabbard, bir televizyon programında yaptığı açıklamada, “Bu iddiaların sonuçları gerçekten tarihi nitelikte,” dedi. Yayınlanan yeni belgelerin, komplonun “Başkan Obama tarafından görev süresinin bitimine haftalar kala, Trump’ın seçilmesinden sonra yönlendirildiğini” ortaya koyduğunu belirtti. “Bu, Demokrat veya Cumhuriyetçi meselesi değil. Bu konu o kadar ciddi ki, ülkemizin demokratik bütünlüğü açısından her Amerikalıyı ilgilendiriyor,” diye ekledi.

Bu arada, Senato Adalet Komitesi Başkanı Chuck Grassley, 2018 tarihli bir DOJ Denetçi raporunun ekini gizliliği kaldırarak yayımlayacak. Söz konusu ek, Hillary Clinton’ın dışişleri bakanlığı dönemindeki e-posta soruşturmasına odaklanıyor. Comey, Clinton’ın gizli bilgileri uygunsuz kullandığını kamuoyuna açıklamıştı, ancak FBI o dönem suçlama yöneltmemişti.

Gelişmeler, Washington’u yıllardır bölen bu davada yeni bir safhanın başladığına işaret ediyor. DOJ’un yeni delilleri incelemesi ve Senato’nun ek açıklamalar yapmasıyla birlikte, hükümetin hesap verebilirliği ve Amerikan seçim sistemine olan kamu güveni önümüzdeki aylarda daha yakından takip edilecek. Yetkililer ve kamuoyu, bu gelişmelerin ABD demokrasisi üzerindeki geniş kapsamlı etkilerini tartışmaya devam edecek.