Yayınlanma Tarihi: 27.06.2025 21:50 / Dünya Haberleri Jonathon Swaine Jonathon Swaine

ABD Göçmenlik Sistemi: Mahkemeler, Kongre ve Skandallar Karşı Karşıya

ABD Göçmenlik Sistemi: Mahkemeler, Kongre ve Skandallar Karşı Karşıya

Hukuki mücadeleler, yeni yasalar ve ceza davaları ABD göçmenlik sistemindeki derin bölünmeleri ve zorlukları gözler önüne seriyor.

Hakimler, Avukatlar ve Bir Göçmenin Kaderi

Amerika’daki göç tartışmaları bu hafta yeniden alevlendi; federal mahkemeler, yasa yapıcılar ve kolluk kuvvetleri, yeni hukuki mücadeleler, kongre girişimleri ve ceza soruşturmalarıyla karşı karşıya kaldı. Tüm bu gelişmeler ABD göçmenlik sisteminin karmaşıklığını ve belirsizliğini bir kez daha ortaya koydu.

Maryland’de, Salvadorlu göçmen Kilmar Abrego Garcia’nın avukatları Perşembe günü federal bir hakime acil bir dilekçe sundu; Garcia’nın Tennessee’deki davası devam ederken sınır dışı edilmesinin engellenmesini ve serbest kaldığında Maryland’e iadesini talep ettiler. Garcia’nın hukuki mücadelesi, Mart ayında Trump yönetiminin “idari hata” olarak tanımladığı yanlış bir sınır dışı işlemiyle başlamıştı. Federal mahkeme ve Yüksek Mahkeme’nin ABD’ye geri dönmesini zorunlu kılan kararına rağmen Garcia aylarca yeniden giriş mücadelesi verdi ve nihayetinde anında tahliye ve iade kararı aldı. Avukatları, ek bir sınır dışı işleminin önceki mahkeme kararlarını ihlal edeceğini belirterek mahkemeden hızlı hareket etmesini istedi.

Bu sırada Yüksek Mahkeme, göçmenlerin sınır dışı kararlarına itiraz edebilmeleri için 30 günlük yeni bir yasal süre belirledi. Yakın oy farkıyla alınan bu karar, Jamaika vatandaşı Pierre Riley’nin sınır dışı işleminin ardından başlattığı temyiz başvurusunda yasal süreyi kaçırmış olması nedeniyle başvurusunun reddedilmesini konu aldı. Çoğunluk adına yazan Yargıç Samuel Alito, bu konuda kaygılar olduğunu kabul etti ancak Kongre’nin “hızlandırılmış prosedür” niyetinin geçerli olduğunu belirtti. Karşı oy kullanan yargıçlar ise bu düzenlemenin mantıksız olduğunu savundu; Yargıç Sonia Sotomayor, bunun “mantıksız ve saçma” bir sonuç yarattığını ifade etti.

Kongre’de Sınır Dışı Yasası, Yolsuzluk ve Uygulamada Skandallar

Kongre’de, sarhoşken araç kullandığı için mahkum olan yasa dışı göçmenlerin sınır dışı edilmesini öngören yasa, iki partinin desteğiyle Meclis’ten geçti. Alabama’lı Cumhuriyetçi Barry Moore’un sunduğu yasa, 246’ya 160 oyla kabul edildi; 37 Demokrat da Cumhuriyetçilerle aynı yönde oy kullandı. Moore, “Bu ülkede misafirseniz ve yasalarımızı çiğneyip Amerikalıların hayatını tehlikeye atıyorsanız, bunun sonuçları olur,” dedi. Eleştirmenler ise yasanın gerçek reformlar sunmadığını, korku yaydığını belirtti. Yasa şimdi Senato’ya gidecek ve yürürlüğe girmesi için Başkan Donald Trump’ın imzasını gerektirecek.

Aynı anda sistemin bütünlüğü de yeni bir skandalın odağında: Pennsylvania’da göçmenlik görevlisi olarak çalışan Amara Dukuly, göçmenlere yasal statü kazandırma vaadiyle rüşvet aldığı suçlamasıyla tutuklandı ve yargılanıyor. ABD Vatandaşlık ve Göçmenlik Hizmetleri’nde (USCIS) görevli Dukuly, neredeyse on yıl boyunca göçmenlerden ödeme alıp, yerine getiremeyeceği sözler verdiği iddia ediliyor. Dosya, İç Güvenlik Bakanlığı ve FBI tarafından soruşturuluyor ve federal göç uygulama kurumlarında suistimal riskine dikkat çekiyor.

Sahada Uygulama: Tekrarlayan Suçlar ve Ajans Yanıtı

Uygulamada da zorluklar devam ediyor. Teksas’ta yetkililer, daha önce sınır dışı edilen İran vatandaşı Jamil Bahlouli’yi tekrar ülkeye yasa dışı giriş yaptığı ve ICE görevlilerinin 2020 sınır dışı kararını uygulamasına direnç gösterdiği için gözaltına aldı. Bahlouli yasa dışı girişten mahkum edildi, cezasını çektikten sonra serbest bırakıldı ancak yasal olarak göçmenlik makamlarına başvurması gerekirken bunu yapmadı. Şimdi yeni suçlamalarla ve dört yıla kadar hapis cezasıyla karşı karşıya; ICE soruşturmaya devam ediyor.

Tüm bu birbirine bağlı hukuki, yasama ve uygulama gelişmeleri; ABD göçmenlik politikasında kamu güvenliği, hukuk devleti ve hesap verebilirlik arasındaki dengenin sürdürülmesinin zorluklarını gözler önüne seriyor. Mahkemeler yeni içtihatlar üretirken, yasama organı yeni kısıtlamalar tartışıyor ve ceza davaları sistemdeki zafiyetleri ortaya çıkarıyor. Önümüzdeki süreçte ABD politikasının şekillenmesinde bu tartışmalar belirleyici olmaya devam edecek.