Yayınlanma Tarihi: 12.07.2025 00:13 / Dünya Haberleri Trucker Karlson Trucker Karlson

Aktivist Trump Dönemi Tutuklama İçin 20 Milyon Dolar Talep Ediyor

Aktivist Trump Dönemi Tutuklama İçin 20 Milyon Dolar Talep Ediyor

Mahmoud Khalil, Trump yönetiminde tutuklu kaldığı ve çocuğunun doğumunu kaçırdığı için 20 milyon dolar veya özür talep ediyor.

Filistin Yanlısı Aktivist Tutuklama İçin Federal Dava Hazırlığında

Filistin yanlısı aktivist Mahmoud Khalil, bu yılın başlarında Trump yönetimi tarafından gözaltına alınıp sınır dışı edilmek istenirken 20 milyon dolarlık tazminat talebiyle ABD hükümetine karşı harekete geçti. Khalil, 104 gün süren tutukluluğu sırasında ilk çocuğunun doğumunu kaçırdığını belirterek, yaşadıklarının anayasaya aykırı ve muhalif sesleri susturmaya yönelik daha geniş kapsamlı bir çabanın parçası olduğunu savunuyor.

Center for Constitutional Rights’in basın açıklamasına göre Khalil, maddi tazminat yerine resmi bir özür ve kendisinin anayasaya aykırı bulduğu politikaların terk edilmesini de kabul edeceğini açıkladı. Bu talep, bireylerin devletin belirli hukuk ihlalleri nedeniyle federal hükümeti dava edebilmesini sağlayan Federal Tort Claims Act kapsamında açılacak davanın ön adımı niteliğinde.

Khalil’in hukuk ekibi, gözaltının siyasi gerekçelerle ve ABD dış politikasına yönelik eleştirileri nedeniyle yapıldığını belirtiyor. Khalil açıklamasında, "Bu hesap verebilirliğe atılan ilk adım. Benden çalınan 104 günü hiçbir şey geri getiremez. Eşimden ayrılık, ilk çocuğumun doğumunu kaçırmak, yaşadığım travma... Ancak net olalım: Beni hedef alan hükümet, aynı zamanda vergi mükellefi parasıyla İsrail’in Gazze’deki soykırımını finanse ediyor," ifadelerini kullandı.

Yetkililer Tutuklama ve Sınır Dışı Politikasını Savunuyor

ABD İç Güvenlik Bakanlığı (DHS), Khalil’in iddialarına sert şekilde yanıt verdi. Bakan Yardımcısı Tricia McLaughlin, Khalil’in iddialarını "absürt" olarak nitelendirerek, "Mahmoud Khalil’in, DHS yetkililerinin onu antisemitist ilan ettiği ve kendisini ile ailesini terörize ettiği iddiası gerçek dışı. Kampüste Yahudi öğrencilere korku salan bizzat Khalil’dir. Kendi nefret dolu davranışları ve söylemleriyle kendisini antisemitist olarak tanıtmıştır," dedi.

McLaughlin, ABD’de yaşamak ve okumak için vize veya yeşil kart sahibi olmanın bir ayrıcalık olduğunu vurgulayarak, "Trump yönetimi, şiddeti savunan, teröristleri öven ve destekleyen, Yahudilere tacizde bulunan ve mülke zarar veren her yabancıya uyguladığı gibi Khalil’i tutuklama konusunda tüm yasal ve anayasal yetkilerini kullandı," ifadelerini kullandı.

ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan üst düzey bir yetkili ise, süregelen yargı sürecine işaret ederek, ABD’nin Mahmoud Khalil’e yönelik eylemlerinin tamamen doğru, gerekli ve hem gerçeklere hem de kanuna uygun olduğunu belirtti. "Yasalarımızı ihlal eden veya vatandaşlarımız ve topluluklarımız için tehdit oluşturan yabancıları sınır dışı etmek için tüm yasal yolları ve araçları kullanmak bizim görevimizdir," dedi.

Açılacak dava; ifade özgürlüğü koruması, göçmenlik uygulamaları ve ulusal güvenlik adına federal hükümetin yetkisi gibi konulardaki sınırları test edecek. Khalil ve destekçileri, tutuklamayı siyasi konuşmaya misilleme olarak nitelendirirken; federal yetkililer ise kararlarının yalnızca yasal ihlaller ve kamu güvenliği tehdidi nedeniyle alındığını vurguluyor.

Hukuki süreç devam ettikçe, dava göç, kampüs aktivizmi ve hükümet yetkileri konularındaki derin görüş ayrılıklarını gözler önüne seriyor. Her iki taraf da, medeni haklar ve yürütme yetkisi açısından önemli emsal teşkil edebilecek uzun bir hukuk mücadelesine hazırlanıyor.