Yayınlanma Tarihi: 31.05.2025 15:52 / Dünya Haberleri

Miller CNN’de Trump’ın Yürütme Yetkisini Savundu

Miller CNN’de Trump’ın Yürütme Yetkisini Savundu

Stephen Miller, CNN tartışmasında Trump’ın yürütme yetkisini savundu; yargı müdahalesini antidemokratik olarak nitelendirdi.

Miller ile CNN Arasında Başkanlık Yetkisi Tartışması

Beyaz Saray Genel Sekreter Yardımcısı Stephen Miller, Cuma günü CNN sunucusu Pamela Brown ile yaptığı gergin söyleşide Başkan Donald Trump’ın yürütme yetkisini savundu. CNN’de yayınlanan “The Situation Room” programına katılan Miller, Trump’ın yasal yetkilerine dair medyada yer alan varsayımların hatalı olduğunu ileri sürdü.

Tartışma, Yüksek Mahkeme’nin aynı gün verdiği karardan sonra gerçekleşti. Mahkeme, Trump yönetiminin Küba, Nikaragua ve Venezuela’dan gelen yaklaşık 500.000 göçmenin Geçici Koruma Statüsü’nü (TPS) sonlandırmasını engelleyen alt mahkeme kararını askıya aldı. TPS, kişilerin savaş, felaket veya benzeri olağanüstü durumlar nedeniyle ülkelerine dönememeleri halinde ABD’de yasal olarak yaşayıp çalışabilmelerini sağlar.

Pamela Brown, Miller’a, federal yargıçların Trump yönetiminin kararlarını “onaylaması” mı gerektiğini, yoksa kontrol mekanizmalarının hala gerekli olup olmadığını sordu. Miller bu yaklaşımı kesin bir dille reddetti.

“Bir bölge yargıcının, başkanın aldığı her kararı tek tek onaylaması veya reddetmesi görevi değildir,” diyen Miller, bu tür beklentilerin demokratik olarak seçilmiş bir başkanın rolünü zayıflattığını ifade etti.

Brown sorusunu netleştirmeye çalışınca, Miller onun “tembel varsayımlar” içeren sorular sorduğunu öne sürdü. “Bu tür tembel varsayımlar olduğunda yapıcı bir diyalog kurmak zor olur,” dedi.

Brown, neyi kastettiğini sorduğunda Miller şu yanıtı verdi: “Başkanın her kararının mahkeme tarafından onaylanması gerektiği fikri, demokrasiyi yanlış anlamaktır. Başkan, tüm Amerikan halkı tarafından seçilen tek kişidir.”

Miller devam etti: “Demokrasi işlemez — hatta hiç var olmaz — eğer başkanın dış politika, askeri veya güvenlik konularındaki her eylemi 700 federal yargıç tarafından ayrı ayrı onaylanmak zorundaysa.”

Yargı organlarının başkanlık kararlarını topluca durdurabilecek hale gelmesinin seçmen iradesini hiçe saymak anlamına geldiğini söyledi. “Eğer 15 komünist, çılgın yargıç bir araya gelip her yürütme kararını dondurabiliyorsa — bu mu demokrasi?” diye sordu.

Bu söyleşi, göç ve ulusal güvenlik gibi konularda yürütmenin yetki sınırları konusundaki Beyaz Saray ve yargı arasındaki gerilimi gözler önüne serdi. Miller yürütme erkinin etkinliğini savunurken, Brown anayasal denge ve denetim mekanizmalarının önemine vurgu yaptı.

Yüksek Mahkeme’nin TPS kararı yeni hukuki tartışmaları tetikleyebilir. Miller’ın yargı denetimine yönelik sert eleştirileri, Trump yönetiminin seçmen iradesini uygulama sürecinde yargının engel oluşturduğunu düşündüğünü açıkça ortaya koydu.