
Omar’ın ABD’ye Saldırı İddiası İran’ın Kayıtlarıyla Çürütüldü
Temsilci Ilhan Omar’ın Amerikalılara saldırı olmadığı yönündeki iddiası, belgelenmiş İran bağlantılı saldırılarla çürütülüyor.
Omar’ın Açıklamaları Ateşli Tartışma Başlattı
ABD Kongresi’nde İsrail-İran çatışmasında ülkenin rolü tartışılırken, Minnesota Milletvekili Ilhan Omar, Salı günü “Kimse Amerikalılara saldırmıyor ya da saldırmadı” diyerek gündem oldu. Omar, Amerikalıların yeni ve pahalı bir savaşa sürüklenmemesi gerektiğini savunup, ABD’nin İsrail’in çatışmasına çekilmesine karşı uyarıda bulundu. Başkan Donald Trump’a yönelik sözleri, anında tepki çekti ve Amerikalıların yurtdışındaki tehditlerinin boyutu üzerine daha geniş bir tartışmayı tetikledi.
Başkan Trump, sosyal medyada İran’ın “KOŞULSUZ TESLİMİYETİNİ!” talep ederek sert bir yanıt verdi ve ABD’nin İran’ın Dini Lideri Ayetullah Hamaney’i “en azından şimdilik” hedef almayacağını söyledi. Trump, İran’ın eylemleri karşısında Amerika’nın sabrının “tükendiğini” vurguladı.
İran’ın Amerikalılara Saldırı Kayıtları
Omar’ın iddiasının aksine, askeri ve hukuki kaynaklar İran bağlantılı Amerikalılara yönelik saldırıların geniş bir kaydını ortaya koyuyor. İran güçleri ve vekil milisleri doğrudan ve dolaylı saldırılar gerçekleştirdi, terör örgütlerini destekledi ve ABD vatandaşlarına yönelik suikastlar planladı. Kasım ayında, Adalet Bakanlığı bir İran vatandaşı ve iki New Yorklu hakkında, Başkan Trump dahil olmak üzere birçok Amerikalıya yönelik bir suikast planına karıştıkları gerekçesiyle suçlama duyurdu.
Military Times’ın aktardığı 2019 Pentagon raporuna göre, İran 2003-2011 arasında Irak’ta hayatını kaybeden 603 ABD askerinden sorumluydu; bu, dönemdeki tüm ABD kayıplarının %17’sine denk geliyor. Savunma Demokrasi Vakfı’ndan Bill Roggio, İran’ın “para, silah, eğitim, istihbarat ve güvenli sığınak” ile Taliban gruplarını Afganistan’da desteklediğini belirtti. Roggio, “İran’ın Taliban’a desteği sadece Pakistan’ınkiyle yarışabilir” diyerek bu desteğin ABD personeline yapılan hemen her Taliban saldırısında etkili olduğunu vurguladı.
İran’ın Amerikalıların ölümü ve yaralanmalarındaki rolüne ilişkin yasal süreçler de işliyor. 2022’de Washington DC’deki ABD Bölge Mahkemesi, İran’ı Afganistan’da 30 ABD personelinin ölüm veya yaralanmasında sorumlu buldu; aileler ve hayatta kalanlar Yabancı Devlet Dokunulmazlıkları Yasası kapsamında hukuki zafer kazandı. Ertesi yıl, mahkeme Irak’ta İran’ın desteklediği terör nedeniyle 40 ABD askeriyle ilgili zararlardan da İran’ı sorumlu tuttu.
Son yıllarda şiddet devam ediyor. İran destekli milisler, 2023 sonundan bu yana Irak ve Suriye’de ABD güçlerine 180’den fazla saldırı düzenledi. Ocak 2024’te Ürdün-Suriye sınırına yakın bir karakola yapılan insansız hava aracı saldırısında üç Amerikalı öldü, 25 kişi yaralandı. Adalet Bakanlığı, saldırıyla bağlantılı olarak ikisi İranlı, biri ABD çifte vatandaşı olmak üzere iki kişiye dava açtı. Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Michael McCaul, Ekim 2023’teki Hamas saldırılarının ardından İran destekli grupların ABD askerlerine 150’den fazla saldırı düzenlediğini belirtti.
İran’ın önceki on yıllardaki rolü de açıkça belgelenmiş durumda. 1983’te İran bağlantılı militanlar Lübnan’da ABD Büyükelçiliği ve deniz piyade kışlalarına yönelik bombalı saldırılar düzenleyerek onlarca Amerikalının ölümüne yol açtı. İran’ın dini lideri Ali Hamaney’in temsilcisi, Tahran’ın bu olaylardaki rolünü kabul etti.
En son, İran destekli gruplar Irak’taki ABD üslerini hedef almaya devam etti; Haziran ayında Ayn el Esad hava üssüne yapılan bir İHA saldırısı ABD savunmasıyla engellendi. Roggio gibi uzmanlar bu saldırıları ABD’nin çatışmaya daha fazla müdahil olmasını önlemeye yönelik olarak değerlendiriyor. İran, tırmanmadan kaçınmaya çalışsa da, çatışmalara katılan vekil grupları desteklemeyi sürdürüyor.
Kongre’de İsrail-İran çatışmasına ilişkin ABD’nin tutumu tartışılırken, İran bağlantılı Amerikalılara yönelik saldırı kayıtları karar sürecini karmaşıklaştırıyor. Siyasetçiler yeni adımları tartışırken, güvenlik, caydırıcılık ve müdahale maliyeti konuları ABD dış politikasının merkezinde yer almaya devam ediyor.