
Tıbbi Kuruluşlar FDA'ya Düşük Hapı Güvenliğini Yeniden Değerlendirme Çağrısı Yaptı
Önde gelen tıbbi kuruluşlar, FDA'ya güvenlik önlemlerini geri getirmesi ve düşük hapı riskleriyle ilgili yeni verileri incelemesi çağrısında bulundu.
Tıbbi Kuruluşlardan FDA'ya Yeniden Değerlendirme Çağrısı
Birkaç büyük yaşam yanlısı tıbbi kuruluş, gerçek hayattan elde edilen yeni veriler ve bildirilen yan etkiler ışığında ABD sağlık yetkililerini, düşük ilacı mifepristonun Gıda ve İlaç İdaresi (FDA) tarafından geniş çaplı onayının yeniden gözden geçirilmesi için harekete geçmeye çağırıyor. Amerikan Pro-Life Jinekologlar Derneği ve Hippokratik Tıp İttifakı dahil olmak üzere altı tıbbi grup, Sağlık Bakanı Robert F. Kennedy Jr. ve FDA Komiseri Martin Makary'ye hitaben yazdığı mektupta, mifepristonun 2000 yılındaki ilk onayından bu yana kaldırılan güvenlik protokollerinin yeniden yürürlüğe konmasını talep ediyor.
Mektupta, Mayıs ayında yayımlanan ve mifepriston reçetesi alan 860.000 kadının sigorta kayıtlarını inceleyen çalışmalara atıfta bulunuluyor. Gruplara göre bulgular, bu kadınların %10’undan fazlasının ilacı aldıktan sonraki 45 gün içinde kanama, sepsis veya cerrahi müdahale gibi ciddi yan etkiler yaşadığını gösteriyor. “Veriler, mifepristonun daha önce belirtilenden çok daha büyük bir zarar riski taşıdığını güçlü bir şekilde gösteriyor” ifadesiyle, hem yetişkin hem de ergen popülasyonda FDA'nın yeni bir değerlendirme yapması talep ediliyor.
Düzenlemelerin Gevşetilmesi ve Hasta Güvenliği Üzerine Endişeler
Biden yönetimi döneminde, FDA mifepristona erişimi genişletti; artık ilacın tele-tıp yoluyla reçete edilmesine ve posta yoluyla gönderilmesine olanak tanınıyor, yüz yüze muayene veya ultrason zorunluluğu yok. Tıbbi gruplar, bu düzenlemelerin bakım standartlarını düşürdüğünü ve kadınlar ile kız çocukları için riski artırdığını savunuyor. FDA'dan daha önceki güvenlik gerekliliklerinin tekrar uygulanması, ilacın yalnızca yedi haftaya kadar kullanılabilmesi, yüz yüze teslim ve takip randevuları ile gebelik haftasının belirlenmesi için ultrason zorunluluğu ve tüm yan etkilerin yeniden bildirilmesi talep ediliyor.
“Tıbbi etiğin temel ilkelerinden biri bilgilendirilmiş onaydır; bu, herhangi bir müdahalenin risk ve faydalarının gerçek verilerle, ideolojiden bağımsız olarak gözden geçirilmesini gerektirir” ifadesiyle mektupta, kadınların siyasi ortamdan bağımsız olarak mifepristonun riskleri hakkında tam şeffaflığa sahip olması gerektiği vurgulanıyor.
Planlı Ebeveynlik, kimyasal düşüklerin güvenli olduğunu savunurken, mifepristonun üreticisi Danco da ilacın güvenlik kaydının arkasında duruyor. Ancak yaşam yanlısı gruplar bu iddialara karşı çıkıyor. Son yıllarda, 2024’te Yüksek Mahkeme’ye taşınan dava da dahil olmak üzere, bu konuda süren hukuki tartışmalar kamuoyunun gündeminde kalmaya devam etti. Yüksek Mahkeme ise FDA'nın onayına karşı açılan davayı usulden reddetti.
Süregelen Tartışmalar ve Eylem Çağrısı
Mektupta, FDA'nın, tıbbi gruplara göre asla kaldırılmaması gereken koruma önlemlerini tekrar uygulamaya alması ve sağlam, gerçek dünya verilerine dayanması gerektiği belirtiliyor. Amerikan Pro-Life Jinekologlar Derneği CEO'su Dr. Christina Francis, FDA'nın mevcut politikasının "hamile kadınları kabul edilemez derecede düşük bir bakım standardına maruz bıraktığını, onları hayati tehlike arz eden komplikasyonlara karşı savunmasız kıldığını ve suistimalciler ile insan tacirlerinin işini kolaylaştırdığını" belirtti.
FDA’nın düşük ilaçlarına yönelik düzenleyici yaklaşımı hukuki, tıbbi ve etik açıdan yoğun bir şekilde tartışılmaya devam ediyor. Tartışma sürerken, mifepristonun geniş onayına destek verenler ve karşı çıkanlar, federal makamların vereceği yanıtı yakından takip ediyor.