
Trump, Biden'ın atadığı tüketici düzenleyicilerini görevden almak istiyor
Trump yönetimi, üç Biden dönemi tüketici güvenliği yetkilisini görevden almak için Yüksek Mahkeme'ye başvurdu; bu adım, başkanlık yetkileri ve kurum bağımsızlığı konusunda yasal tartışmayı derinleştiriyor.
Alt Mahkemelerin Engellemesi Sonrası Beyaz Saray'dan Yüksek Mahkeme'ye Başvuru
Başkan Donald Trump'ın Adalet Bakanlığı, önceki yönetim tarafından atanan üç tüketici ürünleri güvenlik düzenleyicisinin görevden alınmasını engelleyen alt mahkeme kararlarını bozmak amacıyla çarşamba günü ABD Yüksek Mahkemesi'ne acil başvuru yaptı. Dava, binlerce tüketici ürünü için güvenlik standartlarını belirleyen beş üyeli bağımsız bir kurul olan ABD Tüketici Ürünleri Güvenliği Komisyonu’na (CPSC) odaklanıyor.
Yönetimin başvurusu, Trump'ın Mary Boyle, Alexander Hoehn-Saric ve Richard Trumka Jr.'ı görevden alma girişimlerinin mahkeme kararlarıyla engellenmesinin ardından geldi. Üç isim de eski Başkan Joe Biden tarafından yedi yıllık görev süreleri için seçilmiş ve keyfi görevden almalara karşı koruma sağlayan yasal güvencelere sahip; sadece ihmal veya görevi kötüye kullanma durumunda görevden alınabiliyorlar.
İhtilaf, Başkan Trump’ın bu düzenleyicileri görevden almak istemesiyle başladı. Gerekçe olarak, bu kişilerin yönetiminin gündemine karşı çıktığı belirtildi. Boyle, Hoehn-Saric ve Trumka Jr., görevden alma kararına karşı mahkemeye başvurarak, başkanın eylemlerinin yasal sınırları ve CPSC’nin bağımsızlığını ihlal ettiğini savundu. Maryland’deki bir federal yargıç, yetkililer lehine karar verdi ve bu hafta bir temyiz mahkemesi de kararı onayladı; bu durum yönetimin Yüksek Mahkeme’ye acil başvurusuna yol açtı.
Beyaz Saray'dan Yargısal Engel Eleştirisi
Beyaz Saray, yargıçları başkanlık yetkisini baltalamakla suçladı. Beyaz Saray sözcüsü Harrison Fields, "Alt mahkemelerdeki solcu yargıçlar Yüksek Mahkeme'nin açık kararlarını görmezden geldiği için tekrar Yüksek Mahkeme'ye başvurmak zorunda kalmamız utanç verici" dedi. "Yüksek Mahkeme, başkanın yürütme yetkisi kullanan üst düzey memurları görevden alma hakkını açıkça onayladı; ancak bu devam eden saldırı, o zaferi gölgeliyor."
Adalet Bakanlığı’nın acil başvurusuna göre, üç yetkilinin görevde kalması CPSC içinde düzensizliğe yol açtı ve yönetimin politikalarının uygulanmasını aksattı. Başvuru, Yüksek Mahkeme'nin Wilcox kararının bu davaya da doğrudan uygulanması gerektiğini savunuyor. Başsavcı John Sauer, “Wilcox’tan sonra bunların hiçbiri mümkün olmamalı, çünkü bu karar davayı net şekilde belirliyor. Wilcox'taki NLRB ve MSPB örneğinde olduğu gibi, CPSC de önemli yürütme yetkileri kullanıyor – örneğin kurallar koymak, idari davaları yürütmek, celp göndermek, hukuk davaları açmak ve ceza davalarını kovuşturmak,” ifadelerini kullandı.
Dava, temyiz mahkemesinden gelen acil başvuruları değerlendirmekten sorumlu olan Yüksek Mahkeme Yargıcı John Roberts’a iletildi. Yüksek Mahkeme’nin vereceği karar, yürütme ile bağımsız düzenleyici kurumlar arasındaki güç dengesi üzerinde geniş çaplı etkiler yaratabilir.
Eğer yönetim başarılı olursa, bağımsız federal düzenleyicilere sağlanan uzun süredir devam eden korumalarda önemli bir değişiklik yaşanacak. Şimdilik, anlaşmazlık Beyaz Saray ile yargı arasındaki başkanlık yetkilerinin sınırı üzerindeki süregelen çekişmeyi gözler önüne seriyor; her iki taraf da Yüksek Mahkeme’den çıkacak yeni kararı bekliyor.