Yayınlanma Tarihi: 20.06.2025 21:29 / Dünya Haberleri

Trump İran'a Askeri Müdahaleyi Değerlendiriyor

Trump İran'a Askeri Müdahaleyi Değerlendiriyor

Başkan Trump, İran'a yönelik olası bir ABD askeri müdahalesini tartışıyor ve bu da savaş yetkileri ve bölgesel gerilim konusunda tartışmaları artırıyor.

Trump, Beyaz Saray'da İran İçin Kritik Kararı Tartışıyor

Başkan Donald Trump, ABD'nin İran'a askeri saldırı düzenleyip düzenlemeyeceğine aktif olarak karar vermeye çalışıyor. Bu adım, ABD dış politikası ve Orta Doğu'daki istikrar için geniş kapsamlı sonuçlar doğurabilir. Beyaz Saray yetkilileri Perşembe günü, günlerdir süren spekülasyonların ardından ve tırmanan gerilim ortamında kararın iki hafta içinde açıklanacağını duyurdu.

Hafta boyunca Trump, ABD'nin İsrail-İran çatışmasına daha fazla müdahil olabileceğini kamuoyuna açıkladı. İki ülke ölümcül saldırılarını sürdürürken, Dışişleri Bakanı Marco Rubio gibi kabine üyelerinin ABD'nin rolünü netleştirme girişimlerine rağmen, Trump askeri müdahale ihtimalini defalarca reddetmedi. Sosyal medyada ABD'nin "İran üzerindeki gökyüzünde tam ve mutlak kontrolü" olduğunu ve Tahran'dan "anayasaya aykırı bir teslimiyet" talep ettiğini duyurdu. Gazetecilere "Yapabilirim de yapmayabilirim de. Kimse ne yapacağımı bilmiyor," dedi.

Bu açıklamalar, Washington'da olası bir saldırının hukuki ve siyasi sonuçları hakkında tartışmaları yoğunlaştırdı. Ulusal güvenlik için kritik görüşmelerin yapıldığı Beyaz Saray Batı Kanadı'ndaki Situation Room'da Trump, Savunma Bakanı Pete Hegseth, Ulusal İstihbarat Direktörü Tulsi Gabbard ve diğer üst düzey danışmanlarla birçok toplantı yaptı. Bu toplantılarda, Trump'a tüm olasılıklar sunulurken, İran'ın nükleer hedeflerinden vazgeçmemesi durumunda Fordow nükleer tesisine yönelik saldırı planları da değerlendirildi.

Savaş Yetkileri ve Kongre'nin Rolü Tartışılıyor

Askeri konularda başkan ve kongre yetkileri arasındaki tartışma, Capitol Hill'de kapalı kapılar ardında yapılan oturumlarla yeniden gündeme geldi. Thomas Massie ve Ro Khanna liderliğindeki iki partili bir yasa teklifi, Trump'ın İran'a yönelik herhangi bir askeri eylem için kongreden onay almasını şart koşuyor. Tasarıyı destekleyenler, 1973 tarihli Savaş Yetkileri Yasası'nın, başkanın kongrenin açık izni olmadan savaş başlatma yetkisini kısıtlaması gerektiğini savunuyor.

Ancak anayasa uzmanları, kongrenin savaş ilan etme yetkisine sahip olmasına rağmen, başkanın başkomutan olarak ulusal savunmada hızlı hareket etme konusunda geniş yetkileri olduğunu vurguluyor. 11 Eylül sonrası askeri mevzuatın hazırlanmasında görev alan hukukçu John Yoo, "Hukuki açıdan başkanın yurtdışında askeri müdahalede bulunmak için kongrenin iznine ihtiyacı yok. Ancak siyasi açıdan, başkanın kongreyle birlikte hareket etmesi önemli," dedi.

Kritik görüşler, Trump'ın tehditlerinin İran'dan misilleme gelebileceğini ve ABD personelinin tehlikeye girebileceğini vurguluyor. Diğer uzmanlar ise uluslararası hukuk ve özellikle Birleşmiş Milletler Şartı'nın, meşru müdafaa dışındaki güç kullanımını kısıtladığına dikkat çekiyor. International Crisis Group danışmanı Brian Finucane, "ABD'nin İran'a askeri müdahalesi için makul bir meşru savunma gerekçesi yok" diyerek, böyle bir adımın hem uluslararası hukuku hem de başkanın anayasal sorumluluklarını ihlal edebileceğini belirtti.

Tüm bu endişelere rağmen, bazı siyasetçiler ve güvenlik uzmanları Trump'ın kararlı duruşunu destekliyor ve İran'ın nükleer programının hem İsrail hem de ABD için varoluşsal tehdit oluşturduğunu savunuyor. Senatör John Barrasso, Trump'ın kararlılığını övdü ve "10 yıldır İran'ın nükleer silah sahibi olamayacağını tutarlı bir şekilde söylüyor" dedi.

Diplomatik Baskı ve Belirsiz Sonuçlar

Gerilim tırmanırken Trump, İran'ı nükleer programı konusunda yeniden müzakere masasına oturmaya zorluyor. Ancak İran son görüşmelerden çekildi ve Dini Lider Ayetullah Ali Hamaney, ABD'nin olası bir saldırısının "onarılmaz zararlar" doğuracağını belirtti.

Beyaz Saray Basın Sözcüsü Karoline Leavitt, Trump'ın barışa bağlı olduğunu ancak gerektiğinde harekete geçmeye hazır olduğunu vurguladı. "Başkan her zaman diplomatik bir çözümden yanadır... ama gerektiğinde gücünü de göstermekten çekinmez," dedi.

Önümüzdeki iki hafta kritik olarak görülüyor; yönetimin alacağı kararlar yalnızca ABD'nin askeri politikalarını değil, küresel güvenlik ve hukuki emsalleri de etkileyecek. Situation Room'da üst düzey görüşmeler sürerken, dünya Trump'ın askeri müdahale emri verip vermeyeceğini ya da İran'la diplomasiye son bir şans tanıyıp tanımayacağını merakla izliyor.