
ABD'nin İran Nükleer Tesislerine Saldırıları Amerikan İtibarını Artırdı
ABD ve İsrail’in saldırıları İran’ın nükleer tesislerini felç etti, bölgesel tartışma başlattı ve Amerikan itibarını güçlendirdi; uzmanlar kalıcı etkiyi değerlendiriyor.
Operasyon İran’ın Nükleer Tesislerini Yok Etti
Amerika Birleşik Devletleri, İsrail’in de desteğiyle, hafta sonu Fordow, Natanz ve İsfahan’daki İran nükleer tesislerine sürpriz bir saldırı düzenledi. B-2 hayalet bombardıman uçakları, bunker delici bombalar ve seyir füzeleriyle yürütülen operasyon, tarihin en karmaşık ve gizli askeri harekâtlarından biri olarak tanımlanıyor. Hedef, İran’ın uranyum zenginleştirme kapasitesini yok etmek ve nükleer silah arayışını durdurmaktı.
Ortadoğu uzmanları ve ABD’li yetkililer, saldırıların İran’ın nükleer altyapısında kalıcı ve ciddi hasara yol açtığı konusunda hemfikir. İran Dışişleri Bakanlığı, tesislerin "ağır şekilde zarar gördüğünü" kamuoyuna açıkladı; bu, saldırının etkisinin nadir bir şekilde kabul edilmesiydi. Center of American Security Direktörü Jacob Olidort, ABD ve İsrail’in hedeflerine ulaştığını ve İran’ın tepkisinin "itibarını kurtarmaya yönelik" olduğunu belirtti. Olidort, “İsrail, uranyum zenginleştirme kapasitesinin yok edildiğini söylüyor,” dedi. Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Direktörü Rafael Grossi, yıkımı "çok, çok, çok önemli" olarak nitelendirdi.
ABD İtibarı Güçlendi, Ateşkes Sağlandı
Eski Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, saldırıları "Amerikan itibarı için büyük bir destek" olarak değerlendirdi. Operasyonun İran’ın nükleer hedeflerini önemli ölçüde geriye ittiğini belirten Rice, "en azından bir süre için nükleer silah yapmak zor olacak," dedi. Rice, etkinin küçümsendiği "düşük güvenli" ilk istihbarat raporlarını "sorumsuzca" olarak nitelendirdi ve "Zayıflamış bir İran bölge için iyidir," dedi.
Başkan Donald Trump döneminde Dışişleri Bakanı olan Mike Pompeo, yönetimin kararlı liderliğini ve dünyaya verilen mesajı övdü: "Amerika tekrar dünyada lider," dedi. Askeri operasyonun yalnızca Orta Doğu’yu değil, Batı’yı da daha güvenli hale getirdiğini belirtti.
Saldırıların ardından Başkan Trump, hem İsrail’e hem de İran’a maksimum baskı uygulayarak "12 Günlük Savaş"ı iki haftadan kısa sürede sona erdiren bir ateşkes sağladı. NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, "kararlı eylem" için ABD’yi övdü ve bunun "hepimizi daha güvenli yaptığını" söyledi. Trump, İsrail’i daha fazla tırmanışa karşı uyardı ve İran’ın nükleer programı yeniden başlatması durumunda ABD’nin tekrar saldıracağını duyurdu.
Bölgesel Güvenlik ve Amerikan Caydırıcılığı
Saldırıların ardından İran, Katar’daki ABD’nin El Udeid Hava Üssü’ne füze saldırısıyla karşılık verdi ancak genç ABD askerlerinin ve Katar’ın desteğiyle yapılan etkili savunma sayesinde can kaybı yaşanmadı. Genelkurmay Başkanı Dan Caine, bunun ABD tarihinde en büyük Patriot savunması olduğunu söyledi ve askerlerin hızlı karar alma yeteneğini övdü.
Askeri operasyon dünya genelinde diplomatik ve politik tartışmaları tetikledi. Bazı raporlar İran’ın nükleer kayıplarının boyutunu sorgularken, ABD’li ve İsrailli üst düzey yetkililer hedeflere ulaşıldığını vurguladı. Savunma Bakanı Pete Hegseth, "Başkan Trump tarihin en karmaşık ve gizli askeri operasyonunu yönetti ve bu ezici bir başarıydı," dedi.
İran’ın kalan kapasitesi ve niyetleriyle ilgili sorular devam etse de, saldırılar ABD’nin nükleer yayılmayı önlemek için kararlılıkla hareket edeceği yönünde yeni bir standart oluşturdu; bu, kısa vadeli tırmanış riskine rağmen uzun vadeli güvenlik ve itibar hedefini ön planda tutuyor.