
Biden’ın Sınır Politikası Şehirleri Ekonomik Yük Altında Bıraktı
Barınma, eğitim, sağlık ve güvenlik harcamalarındaki artış Biden’ın sınır politikalarıyla ilişkilendiriliyor; Trump uygulamaları tersine çeviriyor.
Trump Sınır Politikalarını Tersine Çevirirken Maliyetler Artıyor
Başkan Donald Trump’ın göç yasalarının yeniden uygulanması, Biden yönetiminin sınır politikalarının uzun vadeli mali sonuçlarını gözler önüne serdi. 2025 Ocak ayından bu yana, Trump yönetimi yasa dışı sınır geçişlerini %90'dan fazla azalttı, şartlı serbest bırakma programlarını sona erdirdi ve iç denetimleri yeniden başlattı. Buna karşılık Biden döneminde milyonlarca göçmen New York gibi şehirlere yönlendirildi ve bu şehirler şimdi ağır bir yük altında.
Bir zamanlar göçmenler için bir sığınak olarak görülen New York City, şu anda büyük maliyetlerle karşı karşıya. Pakistan hükümetine ait tarihi Roosevelt Oteli, krizin zirve yaptığı dönemde 200'den fazla acil barınaktan biri haline getirildi. Haziran ayında kapatılması planlansa da, otelde Mayıs ortası itibarıyla hâlâ yaklaşık 2.000 göçmen barınıyor. Otelin yeniden turizme açılabilmesi için her odası için 50.000 ila 90.000 dolar arası maliyet öngörülüyor—toplamda 90 milyon doları aşıyor. Bu zararın faturasını ise vergi mükellefleri ödeyecek.
Barınmanın ötesinde eğitim de önemli bir maliyet kalemi. Biden döneminde ülkeye 500.000’den fazla refakatsiz çocuk girdi. Federal yasaya göre bu çocukların kamu okullarına gitmesi gerekiyor. Öğrenci başına yıllık ortalama maliyetin 18.000 dolar olduğu göz önüne alındığında, toplam maliyet yıllık 9 milyar dolara ulaşıyor ve bunun %90’ından fazlasını eyaletler karşılıyor.
Sağlık harcamaları da ciddi şekilde artıyor. Biden döneminde ülkeye alınan göçmenlerin büyük çoğunluğu düşük eğitimli ve düşük gelirli olduğu için Medicaid, Medicare ya da hayır kurumlarına daha fazla bağımlı hale geliyor. 2024’te kişi başı sağlık harcaması 13.000 doları aştı. Göçmenlerin yalnızca %20’si kamu destekli sağlık hizmetlerinden faydalansa bile yıllık maliyet 26 milyar doları buluyor.
Kamu Güvenliği ve Kentsel İstikrar Zorlanıyor
Suç oranlarında da artış yaşanıyor. Biden’ın göç politikalarıyla ülkeye giren milyonlarca kişi arasında binlerce suçlu ve çete üyesi yer aldı. Roosevelt Oteli’nde Venezuela merkezli Tren de Aragua çetesi, New York genelinde gasp, saldırı ve hırsızlık gibi olaylara karıştı. Polis, hem göçmenler arasındaki hem de yerel halkla yaşanan şiddet olaylarına müdahale etmek zorunda kaldı.
New York 2020 yılında adalet sistemine 9,2 milyar dolar harcadı ve bu rakamın mevcut krizle birlikte arttığı tahmin ediliyor. Artan şiddet, Demokratlar dahil birçok kesimde daha güçlü bir kolluk sistemi talebini beraberinde getirdi. Ancak önceki esnek politikaların etkilerini tersine çevirmek daha fazla polis, savcı, mahkeme ve cezaevi yatırımını gerektiriyor.
“Biden’ın sınır faturası” olarak adlandırılan toplam ekonomik yük; barınak onarımları, eğitim, sağlık ve adalet sistemine yapılan sürekli harcamaları içeriyor. Eleştirmenler, bu maliyetlerin göçmenler sınır dışı edilene ya da yasal kalma hakkı kazanıp devletten fazla vergi ödeyene kadar devam edeceğini savunuyor.
Trump yönetimi, Biden dönemindeki politikaları tersine çevirme çabalarını sürdürürken, son dört yılda biriken ekonomik ve sosyal maliyetlerin uzun süre kamu bütçelerine yük olacağı öngörülüyor.