
FBI, İran Saldırı Sızıntısını ve ABD Bombardımanının Etkisini Araştırıyor
FBI, İran saldırı sızıntısını araştırırken yetkililer ve milletvekilleri ABD bombardımanının nükleer tesisler üzerindeki etkisini tartışıyor.
Beyaz Saray Sızıntıyı Kınadı, Operasyonun Başarısını Savundu
FBI, İran’daki nükleer tesislere yönelik son ABD hava saldırılarına dair gizli bir raporun sızıntı kaynağını araştırıyor. Beyaz Saray ve Kongre üyeleri ise operasyonun gerçek etkisi konusunda hâlâ anlaşmazlık içinde. Basın Sözcüsü Karoline Leavitt, Başkan Donald Trump’ın “Geceyarısı Çekici Operasyonu”nun tahribatını sorgulayan ön değerlendirmeyi sızdıranların cezalandırılacağını vurguladı. “Gizli bilgi sızdırmak bir suçtur ve yasaya uymayanlar bu suçtan sorumlu tutulmalıdır,” dedi Leavitt. “Bu yönetim, gizli istihbaratın sorumsuz ellere geçmemesini sağlamak istiyor.”
CNN ve New York Times tarafından aktarılan Savunma İstihbarat Ajansı’nın (DIA) ön değerlendirmesi, ABD’nin İran’daki nükleer tesislere yönelik saldırılarının Tahran’ın programını yalnızca birkaç ay geriye götürdüğünü öne sürüyor ve Trump yönetiminin hedeflerin “tamamen yok edildiği” yönündeki kamuoyuna yaptığı açıklamalarla çelişiyor. Leavitt, bu raporu “tamamen yanlış” olarak niteleyerek ABD saldırısının büyüklüğünü vurguladı. “Herkes biliyor ki, 14 adet 30 bin librelik bomba tam hedeflerine atıldığında sonuç tam bir yok oluştur,” dedi.
Çelişkili Raporlar ve Kongre Brifingleri
ABD, İsrail ve İran hükümetlerinin resmî açıklamaları, hedef alınan tesislerde büyük hasar oluştuğunu doğrularken, İran Dışişleri Bakanlığı nükleer tesislerin “ağır hasar gördüğünü” bildirdi. İsrail Atom Enerjisi Komisyonu saldırıları “yıkıcı” olarak tanımladı ve ABD Genelkurmay Başkanı Dan Caine, üç tesisin de “aşırı derecede ağır hasar ve yıkım” yaşadığını söyledi.
Senato Cumhuriyetçileri, Beyaz Saray ve savunma yetkilileriyle yapılan gizli bir brifing sonrası yönetimin değerlendirmesini yineledi. “Operasyonel kapasiteleri yok edildi. Bu gece orada çalışan yok. Son derece etkiliydi,” dedi Senatör Lindsey Graham, gazetecilere. Senatör Kevin Cramer ise, “İran’ın [nükleer] kapasitesine verilen zarar yıkıcı,” diyerek DIA raporlarına aşırı güvenilmemesi gerektiğini vurguladı: “DIA daha önce de Ukrayna’nın üç günde yok olacağını söylemişti.”
Buna rağmen, bazı Demokrat senatörler özellikle İran’ın zenginleştirilmiş uranyum stokuna ve nükleer programın ana unsurlarının hayatta kalma ihtimaline dair belirsizlikleri dile getirdi. Senato Azınlık Lideri Chuck Schumer, “Bu soruya yeterli bir yanıt alamadım. Açık olan şu ki, ortada ne tutarlı bir strateji, ne nihai bir plan, ne de İran’ın nükleer silaha sahip olmasını engelleyecek detaylı bir yol haritası var,” dedi.
İran’ın derin kayalar altındaki Fordow Zenginleştirme Tesisi’nin tamamen etkisiz hale getirilip getirilmediği ise hâlâ soru işareti. Her iki partiden milletvekilleri, gerçek hasarın boyutunun ancak “sahada yapılacak bir değerlendirme” ile netleşebileceği konusunda hemfikir. Senatör Mike Rounds, “Daha net bilgiler gelene kadar, bombaların neden olduğu toplam tahribatın kesin olarak teyit edilmesi mümkün değil,” diye konuştu.
Gelecekteki Adımlar ve Sorumluluk
Başkan Trump, İran’ın nükleer programını yeniden canlandırmaya çalışması durumunda ABD’nin tekrar saldıracağını sert bir dille uyardı. Ayrıca, sızıntı raporunu haberleştiren gazetecilerin işten atılmasını istedi. CNN gibi medya kuruluşları ise, haberlerinin istihbarat bulgularının ilk değerlendirmesini ve değişen bilgi ortamını doğru şekilde yansıttığını savundu.
Süregelen tartışma, ulusal güvenlik, şeffaflık ve siyasi sonuçlar arasındaki gerginliği ortaya koyuyor. FBI’ın soruşturması sürerken ve yönetim gizli belgelerin korunmasını sıkılaştırmayı amaçlarken, Kongre ABD’nin İran’ın nükleer hırslarına yönelik politikalarının etkinliği ve geleceği konusunda daha fazla netlik talep etmeye devam ediyor.