Yayınlanma Tarihi: 30.06.2025 17:17 / Dünya Haberleri Kris Hains Kris Hains

İran'ın Nükleer Programı Felç Edildi, Tehdit Sürüyor

İran'ın Nükleer Programı Felç Edildi, Tehdit Sürüyor

ABD ve İsrail saldırıları İran’ın nükleer tesislerine ağır darbe vurdu, ancak uzmanlar Tahran’ın gizlice yeniden inşa edebileceği konusunda uyarıyor.

Önemli Saldırılar İran’ın Nükleer Hedeflerine Tarihi Darbe Vurdu

Başkan Donald Trump, ABD ve İsrail askeri operasyonlarının İran’ın yeraltı nükleer tesislerini "yok ettiğini" ve Natanz, Fordow ve İsfahan’da büyük hasar meydana getirdiğini açıkladı. ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth de istihbarat raporlarını teyit ederek İran’ın nükleer programının ciddi şekilde sekteye uğradığını belirtti. İsrailli yetkililer, saldırıların ülkenin zenginleştirme altyapısına belki de geri döndürülemez zarar verdiğini, bunun İran’ın nükleer kapasitesinde tarihi bir gerilemeye yol açtığını kaydetti.

Bu koordineli saldırıların büyük başarısına rağmen, analistler ve uluslararası denetçiler tehlikenin tamamen ortadan kalkmadığını vurguluyor. Bilinen tesisler vurulsa da, gizli unsurlar, açıklanmayan santrifüjler ve kalan zenginleştirilmiş uranyum stoklarıyla ilgili sorular devam ediyor. Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Başkanı Rafael Grossi, ana tesislerde ciddi hasar oluştuğunu doğrularken, İran’ın hâlâ bir miktar endüstriyel ve teknolojik kapasiteye sahip olduğuna dikkat çekti. CBS’e konuşan Grossi, "İsterlerse tekrar başlayabilirler" diyerek İran’ın birkaç ay içinde uranyum zenginleştirme faaliyetlerine yeniden başlayabileceği uyarısında bulundu.

İran’ın Kapasitesi Üzerine Süregelen Belirsizlik

İstihbarat analistleri, saklı kaynaklardan doğan kalıcı tehdide işaret ediyor. Bilim ve Uluslararası Güvenlik Enstitüsü’nden gelen raporlar, saldırıların İran’ın açıklanan zenginleştirme programının çoğunu yok ettiğini ancak elde kalan 60%, 20% ve 3-5% oranlarında zenginleştirilmiş uranyum stoklarının ve kurulmamış santrifüjlerin gelecekte yeniden başlatmayı mümkün kılabileceğini ortaya koyuyor. Jewish Institute for National Security of America’dan Jonathan Ruhe, İran’ın uranyumu silah seviyesine hızla zenginleştirme kapasitesinin, gizlice yapılması durumunda tespitinin zor olacağı konusunda uyardı. "Bundan sonra tehdit çok daha zor tespit edilecek," dedi.

Nükleer silahlanmanın yayılmasını önleme uzmanları da benzer endişeleri dile getirdi. Kudüs İbrani Üniversitesi’nden Dr. Or Rabinowitz, doğrudan dönüşüm tesislerine yapılan saldırılara rağmen İran’ın teknik bilgisinin sürdüğünü vurguladı. Rabinowitz, "Kuzey Kore yaptıysa, İran da yapabilir – er ya da geç," dedi ve yeniden inşa yolunun zor olsa da kararlı bir rejim için aşılamaz olmadığını belirtti.

Değerlendirmenin zorlukları, İran’ın saldırılardan bu yana UAEA denetçilerine ana tesislere tam erişim izni vermemesiyle daha da artıyor. Grossi, hasarın ve kalan riskin tam boyutunu tespit etmek için yerinde incelemelerin şart olduğunu vurguladı.

Ek Saldırılar Bölgesel Gerilimi Artırıyor

Daha geniş çaplı kampanya kapsamında, İsrail Tahran’daki meşhur Evin hapishanesine yönelik saldırıları doğruladı. İran yargısına göre saldırıda aralarında personel, asker, mahkum ve sivillerin de bulunduğu en az 71 kişi hayatını kaybetti. Saldırı, "rejim hedefleri ve hükümet baskı organlarına" yönelik 12 günlük İsrail operasyonlarının bir parçası olarak gerçekleşti ve zaten gergin olan ortamı daha da istikrarsızlaştırdı.

Bu operasyonların ardından yaşanan gelişmeler, İran’ın tepkisi ve olası yeni nükleer faaliyetler konusunda küresel ilgiyi artırdı. Birleşik saldırıların İran’ın nükleer hedeflerini kalıcı olarak dizginleyip dizginlemediği konusundaki tartışmalar sürerken, Başkan Trump gerekirse yeniden harekete geçmeye hazır olduğunu yineledi: "Tabii ki, hiç şüphesiz," dedi.

Ana tesisler harap edilirken kalan kapasiteye dair belirsizlik sürüyor ve uluslararası gözlemciler, İran’ın nükleer programı yeniden başlatmasını engellemek ve istikrarsız bir bölgede dengeyi korumak için gözetim ve doğrulamanın hayati önemde olduğu uyarısında bulunuyor.