Harvard, Beyaz Saray baskısı altında vize sertifikası iptaline karşı geçici mahkeme kararı aldı.

Yargıçtan Acil Durum Kararı Geldi

Massachusetts’teki bir federal yargıç, Trump yönetiminin Harvard Üniversitesi’nin Öğrenci ve Değişim Ziyaretçi Programı (SEVP) kapsamındaki sertifikasını iptal etme girişimini geçici olarak durduran bir ihtiyati tedbir kararı verdi. Karar, üniversitenin “derhal ve telafisi imkânsız zarar” göreceği gerekçesiyle yaptığı acil başvuru üzerine alındı.

Yargıç Allison D. Burroughs, Harvard’ın ciddi zarar görme ihtimalini yeterince kanıtladığını belirtti. Kararında, üniversitenin “tüm taraflar dinlenmeden önce derhal ve telafisi mümkün olmayan zararlar göreceğini” ifade etti. SEVP sertifikası, İç Güvenlik Bakanlığı tarafından yürütülüyor ve kurumların uluslararası öğrencilere vize sponsorluğu yapmasını sağlıyor.

Bu karar şimdilik geçici olsa da, binlerce uluslararası öğrenciyi etkileyecek ani ve sarsıcı bir adımın önüne geçmiş oldu. Harvard, bu sertifikaya 70 yılı aşkın süredir sahip. Sertifikanın iptali halinde, öğrencilerin ya başka bir onaylı üniversiteye geçmeleri ya da 180 gün içinde vizelerini kaybetmeleri riski doğacaktı.

Devam Eden Hukuki Baskı ve Siyasi Boyut

Gözlemciler bu kararı nihai bir çözüm değil, yalnızca geçici bir rahatlama olarak görüyor. Yönetimin kararı temyize taşıması ve davanın üst mahkemelere taşınması bekleniyor. Eleştirmenler, bu adımları ABD eğitim sistemini siyasi baskıyla yeniden şekillendirme girişimi olarak değerlendiriyor. Harvard Hukuk Fakültesi’nden Noah Feldman, “Sonuçta bu, Trump’ın kendi dünya görüşünü herkese dayatma çabasıdır” dedi.

Bu mahkeme kararı, Trump yönetimi ile Harvard arasındaki çok cepheli çatışmanın sadece bir parçası. Başkan Donald Trump göreve geldiğinden beri, federal kurumlar Harvard’a sağlanan 2 milyar dolardan fazla fonu dondurdu ve üniversite hakkında birçok soruşturma başlattı. Tüm bu gelişmeler üniversitede ciddi bir belirsizlik ortamı yarattı.

Hukuk uzmanları, bu tür adımların gelecekteki uluslararası başvuruları caydırabileceği uyarısında bulunuyor. George Washington Üniversitesi Hukuk Fakültesi dekan yardımcısı Aram Gavoor, “Harvard’a başvurmayı düşünen öğrenciler, başka planlar yapmaya daha yatkın hale gelebilir” dedi.

Harvard davayı kazansa bile, Gavoor’a göre yönetimin politik hedefleri yine de etkili olabilir: “Politika açısından bakıldığında, bu süreçte kazanmış sayılabilir.”

Kayıtlar ve Mali Etkiler

Uzmanlara göre, belirsizlik ortamına rağmen Harvard’ın mali yapısı bu baskıya dayanabilir. William & Mary Üniversitesi’nden ekonomi profesörü David Feldman, Harvard’ın uluslararası öğrencilerin yerine yüksek nitelikli ABD’li öğrencileri alabileceğini ve kısa vadede ciddi bir gelir kaybı yaşamayacağını belirtti. “Bu, Harvard’ın en iyi öğrenci grubunu seçme çabasıdır” diyen Feldman, bu hakları elinden alınırsa “en iyi ikinci grubu seçer” dedi.

Feldman ayrıca Harvard’ın “ihtiyaca bakılmaksızın kabul” politikası ve güçlü mali rezervleri sayesinde kamu üniversitelerine göre daha dirençli olduğunu vurguladı. “Belirsizlik kötüdür,” diyen Feldman, “ama bu kurumlar direnme kapasitesine sahiptir. Bunu istemezler ama savunmasız da değiller” dedi.

Davanın sonucu, sadece Harvard’ın değil; eğitim, göçmenlik ve federal yetki konularında ABD genelinde politika yönelimlerini de etkileyebilir.