Rus yetkili, Trump’ın ABD saldırıları sonrası Medvedev’in açıklamalarına karşı İran’a nükleer destek iddialarını reddetti.

Medvedev’den Trump’ın Nükleer Yardım İddialarına Yanıt

Eski Rusya Devlet Başkanı Dmitri Medvedev, ABD’nin İran’daki nükleer tesislere yönelik hava saldırılarının ardından Başkan Donald Trump’ın eleştirileri üzerine, Moskova’nın İran’a nükleer savaş başlığı sağlamayı planladığı iddialarını reddetti. Bu gelişme, İran’ın nükleer hedefleri ve bölgedeki uluslararası aktörlerin rolüyle ilgili küresel endişelerin arttığı bir dönemde yaşandı.

Halen Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı olarak görev yapan Medvedev, pazar günü yaptığı ilk açıklamada İran’ın nükleer çalışmalarına devam edeceğini ve diğer ülkelerden yardım alabileceğini söylemişti. Açıklamaları hemen spekülasyona yol açarken Medvedev, pazartesi günü Rusya’nın Tahran’a böyle bir silah vermeyeceğini net şekilde ifade etti. “ABD’nin İran’a yönelik saldırısını kınıyorum—hedefine ulaşamadı,” diyen Medvedev, sosyal medyada “Ancak Rusya, İsrail’in aksine Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması’na taraftır ve İran’a nükleer silah tedarik etmeye niyetli değildir,” ifadelerini kullandı.

Başkanlık döneminde nükleer güçlerle ilgili deneyimine vurgu yapan Medvedev, “Bunun ne anlama geldiğini çok iyi biliyorum, çünkü başkan olarak nükleer kuvvetlerimizi denetledim. Ancak diğer ülkeler bunu yapabilir—söylemek istediğim buydu,” dedi. Medvedev, belirli bir ülke ismi vermese de Rusya’nın uluslararası nükleer anlaşmalara bağlılığını yineledi.

Trump ve Uzmanlardan Rus Açıklamalarına Tepki

Başkan Trump, Medvedev’in ilk açıklamalarını hedef alarak Truth Social üzerinden Rus yetkilinin İran’a nükleer silah aktarılmasını mı ima ettiğini sorguladı. “Gerçekten, eski Rusya Devlet Başkanı Medvedev’in nükleer konusunu bu kadar rahat gündeme getirip, kendisinin ve başka ülkelerin İran’a nükleer başlıklar sağlayacağını söylediğini mi duydum? Bunu gerçekten söyledi mi, yoksa hayal ürünü mü?” ifadelerini kullanan Trump, konunun netleşmesini istedi.

Uzman görüşleri ise Rusya veya başka bir ülkenin doğrudan İran’a nükleer silah sağlamasının son derece düşük bir ihtimal olduğuna dikkat çekiyor. Demokrasi Savunma Vakfı Kitle İmha Silahlarının Yayılmasını Önleme Programı Başkan Yardımcısı Andrea Stricker, Medvedev’in sözlerini blöf olarak değerlendirdi. “Hiçbir ülke—ne Pakistan ne de Kuzey Kore—Tahran’a nükleer cihaz vermez, çünkü İran bu silahları kullanırsa ABD tarafından sorumlu tutulurlar,” diyen Stricker, hem Moskova’nın hem de Pyongyang’ın uluslararası baskı karşısında büyük ölçüde pasif kaldığını belirtti.

ABD Saldırıları ve Kırılgan Ateşkesin Ardından

ABD, Genelkurmay Başkanı Dan Caine’e göre, 125’ten fazla uçağın katılımıyla İran’ın nükleer tesislerine eşgüdümlü saldırılar düzenledi. Saldırıların ardından Başkan Trump, Salı sabahı erken saatlerde İsrail ile İran arasında ateşkes ilan etti. Ancak iki ülke saatler içinde anlaşmayı ihlal ettikleri suçlamasında bulunduğu için gerilim yeniden tırmandı.

Trump, Beyaz Saray’da gazetecilere yaptığı açıklamada, devam eden düşmanlıklar karşısında memnuniyetsizliğini dile getirerek, “Onlardan memnun değilim. İran’dan da memnun değilim ama bu sabah İsrail’den gerçekten memnun değilim,” dedi. Uzun süren çatışmaya atıfla, “Aslında o kadar uzun ve sert savaşıyorlar ki artık ne yaptıklarını bilmiyorlar,” ifadelerini kullandı.

Diplomatik belirsizlik devam ederken, uluslararası toplum hem İran’ın nükleer programını hem de Rusya’nın yaklaşımını yakından izliyor. Yaşananlar, ateşkeslerin ne kadar kırılgan olduğunu ve bölgesel krizlerde nükleer diplomasinin karmaşıklığını bir kez daha gözler önüne seriyor.