Yayınlanma Tarihi: 09.06.2025 21:18 / Dünya Haberleri

Trump ve Newsom Ulusal Muhafız Üzerinden Karşı Karşıya

Trump ve Newsom Ulusal Muhafız Üzerinden Karşı Karşıya

Trump’ın LA’ya asker gönderme kararı, Newsom ile Posse Comitatus yasası üzerinden hukuki çatışmayı tetikledi.

LA Ayaklanmaları Ortasında Federal-Eyalet Gerilimi

Başkan Donald Trump ile Kaliforniya Valisi Gavin Newsom arasında, Los Angeles’taki göçmenlik temelli ayaklanmalar sonrası Ulusal Muhafızların konuşlandırılması nedeniyle anayasal bir anlaşmazlık patlak verdi. Tartışmanın merkezinde, askeri gücün sivil kolluk kuvveti olarak kullanımını sınırlayan 1878 tarihli Posse Comitatus Yasası yer alıyor.

Beyaz Saray, pazar günü ICE ajanlarına yönelik saldırıların ardından 2.000 Ulusal Muhafız askerinin görevlendirildiğini açıkladı. Yetkililere göre Trump, Newsom ve Los Angeles Belediye Başkanı Karen Bass’in şiddeti durdurmada yetersiz kaldığına karar verdikten sonra harekete geçti.

“Büyüyen kanunsuzluğu ortadan kaldırmak amacıyla,” ifadesiyle duyurulan konuşlandırmada, askerler henüz doğrudan kolluk görevi üstlenmiş değil.

Vali Newsom, X üzerinden yaptığı açıklamada kararı derhal kınayarak bunun “yasadışı” bir eyalet yetki ihlali olduğunu belirtti. “Trump karışana kadar sorun yoktu,” dedi. “Bu, eyalet egemenliğine ciddi bir saldırıdır – gerilimi artırmakta ve kaynakları asıl ihtiyaç olan yerlerden çekmektedir.”

Öte yandan Pentagon, gerekirse 500 deniz piyadesini daha konuşlandırmaya hazır olduklarını duyurdu. Bu birliklerin aktif kolluk gücü olarak görev alması halinde, uzmanlar Posse Comitatus Yasası’nın federal yetkinin sınırlarını belirleyen temel hukuk çatışmasına dönüşebileceğini belirtiyor.

Yasal Belirsizlikler ve Tarihsel Örnekler

Yeniden Yapılanma Dönemi’nde kabul edilen Posse Comitatus Yasası, ordunun iç işlere müdahalesini önlemeyi amaçlar. Ancak Kongre onayı, İsyan Yasası kapsamında kararname veya eyalet yönetiminin yetersiz kaldığı durumlar gibi istisnalar bulunur.

Los Angeles merkezli avukat ve emekli piyade albayı Kurt Schlicter, Trump’ın kararının yasal dayanağa sahip olduğunu savundu. “Başkanın bu gibi durumlar için geniş ve yasal yetkileri var,” dedi. 1992 LA isyanlarında İsyan Yasası kapsamında yapılan konuşlandırmayı örnek gösterdi.

“Sorun değil – tabii bir yargıç aksi yönde karar vermezse,” diyerek, farklı yargı yorumlarının federal ve eyalet yönetimleri arasında yargısal bir karşılaşmaya yol açabileceğini belirtti.

Şu ana kadar sembolik kalan Ulusal Muhafız görevlendirmesi, federal birliklerin doğrudan yasa uygulamasına geçmesi halinde ciddi bir anayasal kriz doğurabilir. Bu durum, olağanüstü hâl koşullarında başkanlık yetkisinin sınırlarına dair emsal teşkil edecek bir dava olabilir.