Yayınlanma Tarihi: 13.06.2025 23:45 / Dünya Haberleri

Yargıç, Trump’ın Seçmen Vatandaşlığı Kararnamesini Durdurdu

Yargıç, Trump’ın Seçmen Vatandaşlığı Kararnamesini Durdurdu

Yargıç, Trump’ın seçmen kimliği ve posta yoluyla oy kararnamesinin anayasal yetkileri aştığına hükmetti.

ABD'de ikinci bir federal yargıç, Başkan Donald Trump’ın seçim düzenlemelerini kökten değiştirmeyi amaçlayan kararını engelledi. Massachusetts Bölge Mahkemesi Yargıcı Denise J. Casper’ın Cuma günü verdiği karar, yönetimin daha sıkı seçim kuralları getirme çabalarına yönelik önemli bir hukuki darbe anlamına geliyor.

Trump’ın 25 Mart tarihli başkanlık kararnamesi, eyaletleri federal seçimlere kayıt yaptıran herkes için vatandaşlık belgesi sunma zorunluluğuna tabi tutuyordu. Ayrıca yalnızca seçim gününe kadar teslim edilen oy pusulalarının geçerli sayılmasını ve seçim hibelerinin bu kurallara uyan eyaletlere verilmesini öngörüyordu.

“Anayasa, Başkan’a seçimler konusunda özel bir yetki vermemektedir,” diyen Yargıç Casper, kararı anayasa gerekçeleriyle dava eden Demokrat başsavcıların lehine karar verdi. Başsavcılar, kararnamenin eyalet yetkilerini gasp ettiğini ve seçim yasalarının tek taraflı olarak değiştirilmesini amaçladığını ileri sürdü.

Başsavcıların sunduğu belgelerde, kararname “eyaletlerin anayasal gücünü gasp etmekte ve seçim yasasını kararnameyle değiştirmeye çalışmaktadır” ifadesi yer aldı. Ayrıca, bu uygulamanın eyaletlere ciddi idari yük ve maliyet getireceği uyarısında bulundular.

Casper, federal seçimlerde oy kullanmak için vatandaşlık şartı bulunduğunu ve mevcut kayıt formlarında bu şartın beyan edildiğini kabul etti. Ancak belge sunma zorunluluğunun Kongre ve eyaletlerin yetki alanına girdiğini vurguladı.

Bu karar, Washington D.C.’de başka bir yargıcın, kararnamenin vatandaşlık belgesi maddesini de içeren bölümlerini engellemesinin ardından geldi. Her iki karar da yürütme organının seçim sistemi üzerinde tek taraflı düzenleme yapma yetkisine şüpheyle yaklaşıldığını ortaya koyuyor.

Beyaz Saray ise kararnamenin seçim bütünlüğünü korumak için gerekli olduğunu savundu. Trump, kararnamesinde Hindistan ve Brezilya gibi ülkelerin biyometrik sistemler kullandığını, Kanada ve Almanya’nın ise oyların kamuya açık şekilde sayıldığı kâğıt pusulalarla çalıştığını örnek gösterdi.

“ABD, kendi kendini yönetmede öncü bir ülke olmasına rağmen, artık modern ülkelerin uyguladığı temel seçim güvenlik önlemlerini dahi hayata geçirmemektedir,” diyen Trump, aynı zamanda mektupla oy verme uygulamalarının standart eksikliği nedeniyle sorunlu olduğunu dile getirdi.

Casper’ın kararı, seçim uygulamalarının eyaletlerin kontrolü altında olması gerektiğini bir kez daha vurguluyor. Bu davalar, seçim güvenliği ve erişimle ilgili federal rol üzerine tartışmaları daha da derinleştirecek gibi görünüyor.