
Yüksek Mahkeme, Cumhuriyetçilerin Seçim Harcama Davasını Karara Bağlayacak
Yüksek Mahkeme, Cumhuriyetçi harcama sınırı itirazını görüşecek; Demokratlar seçim bütünlüğü için büyük risklere dikkat çekiyor.
Demokratlar ve Cumhuriyetçiler Yüksek Mahkeme Mücadelesine Hazırlanıyor
Kıdemli Demokrat liderler, Yüksek Mahkeme'nin sonbaharda yüksek profilli bir Cumhuriyetçi itirazı incelemesine hazırlanırken, seçim harcama sınırlarını korumak için “sonuna kadar mücadele edeceklerini” Pazartesi günü açıkladı. National Republican Senatorial Committee v. Federal Election Commission davası, National Republican Senatorial Committee, National Republican Congressional Committee ve şimdi Başkan Yardımcısı JD Vance dahil iki Cumhuriyetçi Senato adayı tarafından 2022 seçimlerinin ardından açıldı.
Gündemde, siyasi partilerin belirli adaylar adına ne kadar harcama yapabileceğini sınırlayan federal yasalar var. Cumhuriyetçiler, bu kuralların Anayasa'nın Birinci Değişikliği ile korunan ifade özgürlüğünü ihlal ettiğini savunuyor. Demokratlar ise sınırların kaldırılmasının “kaosa yol açacağını ve kampanya finansman sistemimizi kökten alt üst edeceğini, bizi Watergate öncesi döneme geri götüreceğini” belirtiyor.
Yüksek Mahkeme'nin 6'ya 3'lük muhafazakâr çoğunluğu, 1971 tarihli Federal Election Campaign Act ve sonraki değişikliklerin geleceğine karar verecek. Bu yasalar, yarım asırdan uzun süredir ABD seçimlerinde para akışını düzenleyerek adil rekabeti sağlama ve aşırı etkiyi engelleme amacı taşıyor.
Demokratlardan Seçim Güvenliğine Yönelik Uyarı
Demokrat kampanya liderleri, Cumhuriyetçi itirazı açık bir güç gaspı olarak nitelendirerek, bunun yarım asırlık seçim finansmanı reformunu yok edeceği konusunda uyardı. DCCC Başkanı Suzan DelBene, DSCC Başkanı Kirsten Gillibrand ve DNC Başkanı Ken Martin ortak açıklamalarında, “Cumhuriyetçiler ülke genelinde taban desteğinin azaldığını biliyor ve seçmenlerin iradesini bastırmak istiyorlar” dedi.
Demokratlar, koordineli harcama sınırlarının kaldırılmasının, partilerin yarışlara sınırsız fon aktarmasına izin vererek Amerikan seçimlerinin yapısını ve adaletini kökten değiştireceğini savunuyor. Ayrıca, 2001’de Yüksek Mahkeme'nin Colorado Republican Federal Campaign Committee v. FEC davasında benzer bir Cumhuriyetçi itirazı reddettiğine dikkat çektiler.
DNC yetkilileri, “Bugüne kadar bu girişimler her seferinde başarısız oldu ve ülke genelinde parti komiteleri ile siyasi adaylar için istikrarlı ve öngörülebilir bir finansman yapısı sağladı,” dedi.
Cumhuriyetçiler İfade Özgürlüğünü Savunuyor
Cumhuriyetçi liderler, davanın incelenmesini memnuniyetle karşıladı ve bunu ifade özgürlüğünün gerekli bir savunması olarak tanımladı. NRSC ve NRCC başkanları Güney Carolina Senatörü Tim Scott ve Kuzey Carolina Temsilcisi Richard Hudson, “Hükümet, bir parti komitesinin kendi adaylarına verdiği desteği kısıtlamamalı,” dedi. “Bu koordineli harcama sınırları Birinci Değişikliği ihlal ediyor ve Mahkeme’nin davamızı dinleme kararını memnuniyetle karşılıyoruz.”
Trump yönetiminin Adalet Bakanlığı da, mevcut bir hükümet için sıra dışı bir adımla, Cumhuriyetçilerin yanında yer aldı. Bakanlık yetkilileri, mevcut sınırların Anayasa tarafından korunan temel ifade özgürlüğü haklarını ihlal ettiğini belirterek bu davanın nadir bir istisna olduğunu vurguladı.
Yüksek Mahkeme'nin kararı, Amerikan seçim sistemini yeniden şekillendirebilir ve 2026 ara seçimleri ile gelecek ulusal yarışlar için büyük sonuçlar doğurabilir. Her iki taraf da sonbahardaki sözlü duruşmalara hazırlanırken, kararın seçim finansman yasası, siyasi strateji ve ABD demokrasisindeki güç dengesi üzerinde kalıcı etkileri olması bekleniyor.